-
1 ithal
1. إيراد [إِيراد]Anlamı: başka ülkeden mal alma2. احتواء [اِحْتِوَاء]Anlamı: içine alma3. استجلاب [اِسْتِجْلاب]Anlamı: başka ülkeden mal alma4. توريد [تَوْرِيد]Anlamı: başka ülkeden mal alma5. شمول [شُمُول]Anlamı: içine alma6. شمولية [شُمُولِيَّة]Anlamı: içine alma -
2 ihtiva
1. احتواء [اِحْتِوَاء]Anlamı: içine alma, içerme2. اشتمال [اِشْتِمال]Anlamı: içine alma, içerme -
3 şümul
1. إحاطة [إِحَاطَة]Anlamı: içine alma, kapsama2. شمول [شُمُول]Anlamı: içine alma, kapsama -
4 kapsam
1. احتواء [اِحْتِوَاء]Anlamı: sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul2. شمول [شُمُول]Anlamı: sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul3. شمولية [شُمُولِيَّة]Anlamı: sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul
См. также в других словарях:
derc — (A.) [ جرد ] içine alma, biriktirme. ♦ derc edilmek içine alınmak. ♦ derc etmek içine almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istiap — is., bı, Ar. istiˁāb İçine alma, içine sığdırma Birleşik Sözler istiap haddi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istiap etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEŞVİR — İçinde bulunma. İçine alma, içine alıp gizleme. * Satılık olan hayvanı pazara çıkarıp gösterme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ithal — is., li, Ar. idḫāl 1) İçine alma 2) tic. Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma 3) tic. Başka ülkelerden alınan mal Birleşik Sözler ithal malı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ithal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiva — is., Ar. iḥtivāˀ İçine alma, içinde bulundurma, içerme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtiva etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadraj — is., Fr. cadrage Sinema ve fotoğrafçılıkta görüntüyü çerçeve içine alma … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapasite — is., Fr. capacité 1) Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü 2) ekon. Bir işletmenin üretim miktarı 3) fiz. Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa 4) mec. Anlama, kavrama yeteneği … Çağatay Osmanlı Sözlük
şümul — is., lü, esk., Ar. şumūl 1) İçine alma, kaplama, kapsama 2) man. Kaplam … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazammun — is., esk., Ar. tażammun 1) Kapsama, içine alma, içerme 2) man. İçlem Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tazammun etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAPASİTE — Fr. İçine alma, ihtiva etme kabiliyeti. * Kabiliyet, bilgi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
has — sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme … Hukuk Sözlüğü